PRP Tedavisi

PRP tedavisi (Platelet Rich Plasma), kişinin kendi kanının trombosit yönünden zenginleştirilerek sorunlu bölgeye enjeksiyonu temeline dayanır. PRP, bilinirliği son yıllarda artan bir tedavi olsa da, aslında tıbbın pek çok alanında 30 yıldır kullanılan bir tedavi yöntemidir.

Fizik tedavi, dermotoloji ve ortopedi gibi tıp dallarında kullanılan tedavi, insan vücudunun kendini yenileme ve onarma yeteneğinden doğmuştur. Halk arasında kök hücre tedavisi olarak bilinse de bir  zengin trombosit tedavisidir Trombositler dolaylı olarak kök hücreler ile çalışsa da tedaviye kök hücre tedavisi demek doğru değildir.

Bu kapsamlı kılavuzda, PRP’nin inceliklerini, faydalarını, prosedürlerini, tedavi edebileceği durumları ve potansiyel yan etkilerini inceleyeceğiz.

PRP Nedir?

PRP hastanın kanından elde edilen konsantre bir plazmadır. Hastadan alınan 8-20 cc aralığındaki kan, içerisinde heparin ve ayrıştırıcı jelatin bulunan özel tüpe aktarılır. Tüp içerisinde bulunan heparin kanın koagüle olmasını (pıhtılaşmasını) engeller.

Ayrıştırıcı jelatin ise; katmanların birbirlerinden ayrılmasını ve birbirlerine karışmamalarını sağlar. Bu özel tüp santrifüj cihazına alınarak yaklaşık 20 dakika süren, ayrıştırma ve trombosit tönünden zenginleştirme işlemine tabi tutulur.

Tüp santrifüj cihazından çıkarıldığında hastanın kanı trombosit yönünden 4-7 kat oranında zenginleşmiştir. Yoğun olarak ayrışan trombositler, enjekte edildikleri alanda içeriklerini boşaltabilmeleri için trombosit aktivatörle karıştırılır.

Trombositten zengin, lökosit hücreleri, sitokin hücreleri ve büyüme faktörleri barındıran plazma, tedavi edilmesi gereken sorunun bulunduğu alana enjekte edilir. Tedavi sonucunda çeşitli nedenlerle hasar gören dokular için onarım ve iyileşme süreçleri başlamış olur.

Trombositler nasıl zenginleştirilir?

Kanımız beyaz kan hücreleri, kırmızı kan hücreleri ve trombosit olmak üzere üç ana kan hücresi hattına sahiptir. Kırmızı kan hücreleri organlarınıza oksijen taşımakla, beyaz kan hücreleri enfeksiyon ile savaşmakla, trombositler ise; vücudunuzda herhangi bir kanama meydana geldiğinde kanınızı pıhtılaştırmakla görevlidir.

Trombositler aynı zamanda büyüme birçok hücre fonksiyonunu kontrol eden; hücre büyümesini uyaran, hücre ölümünü engelleyen, yara iyileşmesini sağlayan ve yeni kolajen üretimi sağlayan büyüme faktörlerini barındırırlar.

PRP nasıl uygulanır?

Cilt ya da saç problemleri yaşayan hastadan kan (8-20 cc aralığında bir ölçüde) alınarak, santrifüj cihazında zengin plazma ayrıştırılır. Ayrıştırma işlemi sonucu elde edilen sağlıklı kan hücrelerinden hazırlanan  serum, kişinin problem yaşadığı bölgelere enjekte edilerek serumun cilt altına yayılması sağlanır.

PRP genel olarak cilt problemlerinin tercih edilse de; aslında sağlıklı saçlar için de uygulanabilen mucizevi bir yöntemdir. Saç derisine uygulanan PRP, saçlarınızı güçlendirip korumanın yanı sıra saç dökülme problemini ortadan kaldırır.

PRP Prosedürleri

PRP tedavisi, PRP solüsyonunun uygun şekilde hazırlanmasını ve uygulanmasını sağlamak için bir dizi adım içerir.

Genel prosedür şunları içerir:

• Kan alma: Tipik olarak koldan olmak üzere hastanın kanından küçük bir örnek alınır.
• İşleme: Toplanan kan bir santrifüje yerleştirilir ve trombositleri diğer kan bileşenlerinden ayırmak için yüksek hızlarda döndürülür.
• Konsantrasyon: Ayrılan trombositler, daha yüksek trombosit sayısına sahip bir PRP çözeltisi elde etmek için konsantre edilir.
• Aktivasyon (isteğe bağlı): Bazen, PRP solüsyonu hastaya uygulanmadan önce büyüme faktörlerini serbest bırakmak için aktive edilebilir.
• Uygulama: PRP solüsyonu hazırlandıktan sonra, tedavi edilen duruma bağlı olarak doğrudan hedeflenen bölgeye enjekte edilir veya topikal olarak uygulanır.

PRP’nin Tedavi Edebileceği Durumlar

PRP tedavisi, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli durumların tedavisinde umut verici sonuçlar göstermiştir:

Ortopedik Yaralanmalarda

PRP tendinit, ligament burkulmaları, kas gerilmeleri ve osteoartriti tedavi edebilir. Ağrıyı azaltmaya, eklem fonksiyonunu iyileştirmeye ve doku onarımını geliştirmeye yardımcı olur.

Saç Dökülmesinde

PRP saç folikülü büyümesini uyarabilir, saç kalınlığını artırabilir ve saç yoğunluğunu iyileştirebilir, bu da onu androjenik alopesi olan bireyler için etkili bir tedavi seçeneği haline getirir.

Üç ay boyunca ayda 1 kez uygulanan PRP tedavisi saçların azaldığı noktalara ve köklerin zayıfladığı alanlara enjekte edilir. Hiçbir acıya ve sonrasında işlemden kalacak izlere sebep olmayan işlemin, yılda bir kez tekrarlanması elde edilen başarılı sonucun devamlılığını sağlamaktadır.

Saç Ekiminde

PRP tedavisi destekli saç ekimi; operasyon kaynaklı yaraların ve kabuklanmaların iyileşme sürecini hızlandırır. Mevcut saçların güçlenmesini sağlar, ekilen saç köklerinin yeni saç üretme ve büyütme süreci hızlandırır. PRP-saç ekimi kombinasyonu, sağlıklı yapısını kaybettiği için kaliteli saç üretme özelliğini kaybeden saç köklerinin daha güçlü hale gelmesi sağlar.

PRP tedavisi saç ekimlerinde 3 şekilde kullanılabilir. Yöntemlerden ilki; saç dökülmesi tedavisinde olduğu gibi  saç derisine enjeksiyon yöntemidir. İkinci yöntem; toplanan saç köklerinin ekimi beklerken trombositten zengin plazma içerisinde bekletilmesidir. Bu şekilde kökler, doğal kök uyarıcılar içerisinde bekletilmiş, oksijen ve besin alımına devam etmiş olur. Üçüncü yöntem ise; toplanan greftlerin PRP solüsyonu ile yıkanmasıdır.

Cilt Bakımında

PRP, kolajen üretimini artırmak, ince çizgileri ve kırışıklıkları azaltmak ve cilt dokusunu ve tonunu iyileştirmek için mikro iğneleme ile birleştirilebilir veya topikal olarak uygulanabilir.

Trombositler her ne kadar vücudumuzda bulunan kan hücrelerinin yapı taşlarından olsalar da, yoğunluk itibariyle yaşlanma belirtilerini ya da zaman içinde cildimizin yaşadığı değişimleri önleyemezler. Trombosit yönünden zenginleştirilip yoğunlaştırılan konsantre trombosit tedavisi, canlandırıcı ve yapılandırıcı etkisiyle cilt üzerinde oluşan tahribatları onarır.

Onarılan cilt yenilenerek gençleşir, daha parlak ve sağlıklı bir görünüme kavuşur. 3 hafta ara ile uygulanan 3 ya da 4 seanslık PRP tedavisiyle, cildin yeniden yapılanması, onarılması ve gençleşmesi sağlanır. İlk seans itibariyle kırışıklıklarda azalma, ciltteki kuru ve mat görünümün yok olduğu bariz şekilde gözlenebilir. Her yıl tekrarlanan PRP kürü ile çok daha uzun süren gençleştirici bir etki sağlanabilir.

PRP tedavisi dermapen, peeling ya da lazerle leke tedavisi gibi prosedürler ile kombinlenebilir. Kombin tedaviler daha hızlı sonuç alınması sağlarken, etkinin daha uzun süre kalıcı olmasını sağlar.

Diş Prosedürlerinde

PRP, daha hızlı iyileşmeyi teşvik ederek ve enfeksiyon riskini azaltarak kemik grefti ve implant prosedürlerine yardımcı olabilir.

PRP’nin Faydaları

PRP tedavisinin sunduğu bir dizi avantaj, onu tıbbın çeşitli alanlarında aranan bir tedavi seçeneği haline getirmiştir.

PRP’nin dikkate değer avantajlarından bazıları şunlardır:

• Hızlandırılmış iyileşme: PRP’nin rejeneratif özellikleri, doku onarımı ve enflamasyonu azaltarak iyileşme sürecini önemli ölçüde hızlandırabilir.
• Cerrahi olmayan yaklaşım: PRP, ameliyatı önleyen minimal invaziv bir tedavi seçeneğidir, bu da onu güvenli ve daha az travmatik bir alternatif haline getirir.
• Doğal ve kişiselleştirilmiş: PRP hastanın kanından elde edilir, bu nedenle alerjik reaksiyon veya reddetme riski yoktur. Vücudun iyileşme potansiyelini kullanan doğal bir çözüm sunar.
• Çok yönlülük: PRP, ortopedik yaralanmalardan saç dökülmesi ve cilt gençleştirmeye kadar çok çeşitli durumları tedavi etmek için kullanılabilir.

PRP’nin avantajları

• Cildin yapılanmasını hızlandırmak,
• Uygulandığı alana esneklik ve parlaklık kazandırır.
• Uygulandığı alandaki çökmeleri, sarkmaları ve kırışıklıkları giderir.
• Saç derisine uygulandığında , saçları güçlendirir. Saç dökülmesini sonlandırır.
• Etkilerini uzun süre boyunca devam ettiren tedavi yöntemlerinden biridir..
• Hastanın kendi kanıyla uygulandığı için alerjik reaksiyonlara neden olmaz.
• Cildin doğal ve sağlıklı şekilde canlandırır, parlaklık verir.
• Kolajen oluşumunu ve cildin tüm yaşamsal işlevlerini destekler.

Olasi Yan Etki̇ler ve Ri̇skler

PRP tedavisi genellikle güvenli ve iyi tolere edilen bir tedavi olarak kabul edilmekle birlikte, farkında olunması gereken birkaç potansiyel yan etki ve risk bulunmaktadır. Bunlar şunları içerebilir:

• Enjeksiyon bölgesinde hafif ağrı veya rahatsızlık: Bazı hastalar enjeksiyon bölgesinde geçici ağrı, morarma veya şişlik yaşayabilir, bu durum genellikle birkaç gün içinde azalır.
• Enfeksiyon: Nadiren de olsa enjeksiyon bölgesinde hafif bir hastalık riski vardır. İşlemin steril koşullar altında yapıldığından emin olmak çok önemlidir.
• Alerjik reaksiyonlar: PRP hastanın kanından elde edildiği için alerjik reaksiyon riski minimumdur. Bununla birlikte, anesteziye veya işlem sırasında kullanılan diğer bileşenlere karşı alerjik reaksiyonlar yine de mümkündür.
• Eksik iyileşme: PRP tedavisi doku yenilenmesini teşvik ederken, etkinlik kişiden kişiye değişebilir. Bazı durumlarda, ek tedaviler veya alternatif yaklaşımlar gerektirecek şekilde tam iyileşme sağlanamayabilir.

PRP Tedavisi Kimlere Uygulanamaz?

• Kan hastalığı bulunan kişiler,
• Trombosit sayısı 250 binden az olan kişiler,
• Gebeler ve emziren anneler,
• Kanser hastaları PRP işlemi için uygun değillerdir.
• Bu gibi istisnai durumlar söz konusu değilse; daha genç görünmek, cilt lekelerinden kurtulmak, saç dökülmesini önlemek ve kırışıklık problemini gidermek isteyen herkes PRP işlemi yaptırabilir.

PRP Uygulaması Hakkında Sık Sorulan Sorular

2023 PRP Tedavisi Fiyatları

Prp tedavisi fiyatları geniş bir skalada farklılık göstermektetdir. Prp tedavisi fiyat almak için lütfen whatsapp hattımızdan bilgi alınız. Yasal olarak buradan fiyat paylaşamıyoruz malesef.